AHŞAPKARİ - WOODART

  • Ağaç, insanoğlunun yaşamında milyonlarca yıldır varolmuştur. İnsanoğlu birçok aleti, makine parçalarını bile ahşaptan yapmıştır. ‘Beşikten mezara’ deyimiyle de en gerekli malzeme olduğunu belirtmiştir.

    İnegöl doğumlu olmam ve yaşamımın uzun bir dönemini de İnegöl’de geçirmem nedeniyle ben de çocukluğumdan beri ahşapla yakından ilgilendim. Ahşaptan oyuncaklar yaptık hep. Arabalar, topaçlar, sapanlar, taze söğüt dalından düdükler…

    Kışın ısınmak için evlerimize alınan meşe odunlarını tutuşturmak için mobilyacılardan ve benzeri meslek atölyelerinden temin edilen ahşap parçaları…

    İşte ilk ahşapla tanışıklığım da böyle olmuştu. Babam, komşumuz rahmetli Bahattin Güriş amcanın atölyesinden ahşap parçaları alırdı. Ahşap kıl fırça için kesilen dikdörtgen ve dar uçları hafif yuvarlak olan kayın ağacı parçaları ise ilgimi en çok çekenler olmuştu. İçlerinden en güzellerini ayırıp ve üzerlerine çocukluğumun gazetesindeki çizgi kahramanlarını çizdim. Hüdaverdi, Ali Bey, Gönül Hanım, Pırtık… Bir kalın çivinin ucunu da çekiçle ezdim. Ezilen ucu çizgilerin üstüne koyup ahşap tokmağımla vurarak resimleri işledim. İlk ahşap sanatsal eserlerimi de yapmıştım. O zamanlar vernik de yoktu. Sokağımızdaki rahmetli Mahmut Kur amcanın sandalye fabrikasında gomalak cilası attırdım üzerlerine.

    Gomalak, kızıl kahve-bal renginde ince kristal yapraklar halinde bir malzemeydi. İspirto ile eritilip, yumuşak ve toz bırakmayan bez yardımıyla malzemeye sürülürdü. Gomalak cilası atanların elleri sanki kına yapmış gibi hep sapsarıydı.

    Ahşapla ilişkim yıllarca sürdü. Uzun zaman atık ahşap parçalarını nasıl değerlendirebileceğimi düşündüm. Sonunda cevabı bulup bu parçalardan resim yapmaya karar verdim.

    İnsanoğlu binlerce yıl önce, taş parçalarından, cam parçalarından mozaik resimler yaptı. Anadolu’nun birçok yerinde, özellikle Hasankeyf ve Hatay’da mozaik çalışmalarının nadide parçalarını görmekteyiz. Daha fotoğrafın baskının ve bilgisayar teknolojisinin olmadığı dönemlerde insanoğlu pixeli keşfetmişti ve belki de bu keşif bugün gelişen teknolojinin ilk basamaklarını oluşturmuştur.

    Benim de yaptığım aslında mozaik sanatını ahşap parçaları kullanarak yapmaktı. Ama ben yaptığım sanata ‘Ahşapkari’ adını vermeyi daha uygun buldum. Bizi, geleneksel el sanatlarımızı daha iyi çağrıştırıyordu. Telkari, küçük gümüş teller kullanılarak yapılan bir sanattır benim sanatım da küçük ahşap parçalardan oluştuğu için esinlenerek böyle bir ismi uygun gördüm. Yaptığım bu çalışma dünyada ilk kez uygulanıyor.

    Yaptığım bu sanatta bana fikirleriyle ve manevi destekleriyle yardımcı olan başta ailem olmak üzere tüm dostlarıma da teşekkürler.

    Saygılarımla Mehmet Şakir ÜNLÜ

ABOUT AHŞAPKARİ

Tree, has been in the life of mankind for millions of years. Man made the tools and even machine pieces from wood. Turkish expression ‘From cradle to coffin’ underlines its importance as the most needed material.

As İnegöl is my hometown and my childhood place, I was interested in trees and wooden things since I was a child. We made toys wooden. Cars, peg-tops, slingshots...Pipes from fresh willow branches…In winter times  we took little wooden pieces from furnishers to ignite oak tree timbers in our home. That’s how I met first with wood. My father took wooden pieces from our neighbour Bahattin Güriş. Beech pieces for wooden bristle brush, which is cut rectangular and with round corners is the most interesting ones for me. I chose the ones in the best condition and I draw my childhood cartoon characters on them. Hüdaverdi, Ali Bey, Gönül Hanım, Pırtık…Then I crushed the point of a thick nail. With the crushed point I handled the paintings, putting it on the lines and hitting with my wooden mallet. They were my first wooden art. There was no varnish at that time. I made our neighbour Mahmut Kur to put shellac varnish on them in his chair factory.

Shellac is a material like thin sheets in colours of crimson brown- honey yellow. It is melted with alcohol then applied to material with the help of a soft fabric. People who use shellac varnish always have yellowish hands.

I was questioning myself for years about how to use wooden pieces for an esthetical purpose. Then I decided to make paintings with them.

Mankind made mosaic paintings from pieces of glass and stone. In Anadolu, in many places especially in Hasankeyf and Hatay we see beautiful and recherche  examples of mosaic works. People discovered pixels in times when there is no computer, photography and printing technology. They realized that paintings are made of little dots. This realization may be the first steps of today’s developing technology.

What I work on is actually mosaic art with wooden pieces but I find it more proper to name it ‘‘Ahşapkari’’. It is associated with us, our traditional crafts. Telkari is the name of the art of making things like souvenirs from silver wires so I inspired by it about the name. This art style that I made is the first example of its kind in the world.

I would like to thank my family and dear friends who helped me with their ideas and moral support.

Thank you all.

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN


İLETİŞİM


  • 0507 364 94 70
  • This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

SOSYAL


www.ahsapkari.com by Mehmet Şakir Ünlü © 2022

AHŞAPKARİ